25 Aralık 2011 Pazar

şimdi yanımda olsa

özlüyorum. bakıyorum resimlerimize; gülümsüyorum bir tutam, sonra kızıyorum hem kendime hem senin gözünde ki bana ama sonunda yine özlüyorum. tadı yok bu yalnızlık hissinin. senden benden habersiz kaybolmuş bizin merakındayım hali nicedir. ne yer ne içer sağlığı iyimdir en önemlisi tebessüm de midir bir parça? ben de o parçanın bütünü yitip gitmiş senle. yüzümde bir beden büyük jest gibi asılı kalıyor denediğimde. sakallarımın karışla ölçülmesinin sebebidir belki bu. tebessümler yolcu benim hanım da. bir geldiklerini görürüm bir gittiklerini.
oturup da iki kelam etmez benimle tebessüm sen gideli. sen gideli dedim ya, tabi ya nereye gittin sormadım. çok uzaklara mı götürdün kendini içinde ki benle? ankara' nın bir türlü yağmak bilmeyen karına mı gömdün? ankara dedim de aklıma geldi, tabi ya kediler bile sevdirmez oldu kendini sen gideli...

benim hala umudum var, şimdi yanımda olsa diye düşünmek için...

17 Aralık 2011 Cumartesi

öyle bir şiir


Unut demek kolay gel bana sor bir de,
Unutamıyorum işte unutamıyorum,
Birşey var şuramda beni kahreden,
Şuramda tam yüreğimin üstünde,
Çakılı duran birşey var,
Elimde değil söküp atamıyorum.

Dalıp dalıp gidiyor gözlerim derinlere,
Kimi görsem biraz sana benziyor,
Seni hatırlatıyor şu bulut, şu gökyüzü,
Şu kayalıkları döven deniz,
Şu hüzünlü melodi, şu napoliten şarkı,
Bir zamanlar beraber dinlediğimiz.

Boyuna seni düşünüyorum durmadan usanmadan,
Şimdi diyorum o ne yapıyor acaba,
O güzelim gözleri kime bakıyor,
O canım elleri nerde,
Oysa günler o günler değil,
Ve kalan şimdi sadece özlemin gecelerde.

Durup durup seni büyütüyorum içimde,
Seninle acılar büyütüyorum,
Yeni yeni kederler büyütüyorum dayanılmaz,
Kirli sular yürütüyor iliklerime,
Bir zehir karışıyor kanıma anlıyor musun.

Bir daha görsem seni diyorum bir daha görsem,
Birgün olsun bir dakika olsun,
Unut demek kolay,gel bana sor bir de,
Hatırladıkça gözyaşlarımı tutamıyorum.

Dilimin ucunda sen,
Başımın içinde sen,
Kader misin,ecel misin nesin sen,
Unutamıyorum işte unutamıyorum.

10 Aralık 2011 Cumartesi

hancı - yolcu

Meşakkatli yollardan diyarlar aşıp taşların bileklerini büküp gelen yolcu selam eder, yatak düzen aş eden bir başı garip hancıya…ulak getirmişsin der buyur eder virane hanın en bitap köşküne.
Bileğine kuvvet şuruplarım, ırak yollarını tez Anka kuşlarım var der yabancıya.
El yaban-i dile gelir:
Dostumdur ahvalini nicedir bilmediğim arayıp bulamadığım. Kusur edip Can-ın aldığım dostuma dikene dolansam Anka kuşu yarenimdi, kan içsem şurubundan bir tas daha deyiverir dilim de yollara ona tek hakim söz etmem nerededir göreyim. Bu handa mı yiğidim.
O bu hanın hem parçası hem bütünüdür; sen nice aramakta kararlasın seçtin mi? Yanına bir döşek açayım sana da, kim bilir dil bu kelam aşk-ı maviye boyanır da dile gelirsiniz.
Var aç o vakit, kelamını meramıma merhem edeyim kendime yüreğim sükut bulsun.
Dili lal dır yiğidimin. Mum alevinde güzel gözlerinden kelam alırsın maharetin varsa güzel…

6 Kasım 2010 Cumartesi

ve yine hayalimde

şurada olmak vardı şimdi...nasıl ihtiyacım var oysa ki; kaçıp gitmeleri sustururcasına, buraları
almadan cebime. ıssız adalara düşemeyecek kadar ihtimalllerim tükenmiş olsada! sıkıldım üzeirme
sinen aynı benden...?

serinliğine çıktığım; denizi kucaklayabildiğim gözlerimle bir balkonum;
rakı içip muhabbet sarhoşu olacağım bir sevgili...ellerinden mezeler yemeye doyamadığım...

ak gerdanından gögsüne süzülmüş yosun kokusunu da çektim mi ciğerlerime; oynaşmalıyız elbette
ve pek tabi ki sigaramızın dumanında seyir etmeliyiz hayat dansının yansımasını sabaha karşı...

http://www.themeyhane.com/

28 Ekim 2010 Perşembe

oğlak düşerse

sabah ezanına uyanıyorum; uyumak denebilirse gecelerime.
yağmura rağmen susuz, içimdeki yangına rağmen ışıksız mutsuz bir cam güzeliyim o vakit penceremde,
bir sigara çıkarıyorum dudaklarıma hazırım her şeyimle seni hissetmeye sen olmaya...

dalmışım yine ne cesaret; rüyalarım da olsun görüyorum yaşıyorum ya...kah kim olduğunu bilmediğim teyzeler fal açmış
bir akıbet türküsüdür çığırıyor sana dair, kah ailemle bir sabah kahvaltısında evleneceğin kimseyi anlatmakta türlü şekilde tattığım dilin...

olsun elbet güzel olanlarını da göreceğim; yeter ki gel gecelerime.

öğleni buluyor yatağımızda ki düşlerim, balıklı kuru bir çay dolduruyorum "bize" senden edindiğim nice alışkanlıktan biri, paketin ağzını bıçak açmıyor "bir sigara alabilir miyim" dedikçe sanki sevişirken orada olan sadece etiymiş gibi...telefonumda katlanamayacağım ekran imgeleri bana bokmuşum gibi seyir atıyor. birileri benim için operatöre ağır küfürler içeren dilekçemi postalasın ki kampanya mesajlarına "SEN" diye sıçrayıp birde sinek kondurmuş olmayayım üzerime.

zaten fotoğraflarına bakamıyorum!

işittiğime göre tatil varmış birkaç gün; elbet ya cumhuriyeti kurtaracaktık nasıl unuturum ve bunu değerlendirmek isteyen ailem ki teşekkürü bir borç biliyorum sayelerinde soğuk, nemli  koğuşumdan gün ışığı görebilmem yada buzdolabına ulaşıp alkol ikindisinde ibadetime başlayabilmem için uygun ortamı sağlayacaklardır, yolları açık olsun memleketime.

kaçamak yapardık seninle durdurur mu bizi tatiller...

uyumadan bir şey daha!...   http://www.dailymotion.com/video/x6fuw0_sezen-aksu-yol-arkadam_music

16 Ekim 2010 Cumartesi

nazımca... aşk üstüne!

Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala ya...lnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.

Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz.

Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.

Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası....

Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...

Hayatı ıskalamaya lüksün yok senin.....

14 Ekim 2010 Perşembe

"bence de"

nerdeydin... neresinde katıldım sana bilmeden; ne gerek vardı