18 Temmuz 2010 Pazar

bir durak uzun yolda

aklımın zindanlarında işlemediğim suçların günahlarını temize çıkarıyorum. ömrümün daha ne kadarı bunu ödemeye yeter ve daha suçu ödenecek kaç günah var bilinmez. lakin annemin küçükken anlatmadığı ve sonu hep güzel biten hikayelerde aklım. yaşam damlası huzur, mutluluk, ve olmayan özgürlük..bu kadar mı uzak cennetin sahiplerine. öyleyse ümidinde gitme vakti gelmiştir! kalbimden varsın gitsin, bir umut ışığı olsun deniz fenerinde kaybolmuş yolculara, toprağın kokusunu almayayım, ben beklerim...

bekliyorm; yolculuğumun neresinde ve hangi dilimindeyim bilmeksizin bekliyorum. bu bekleyişler varmam gereken noktaya gecikmemi mi sağlıyor yoksa oraya mı vardım çoktan..burası neresi? nasıl bilebilirim..nasıl emin olabilirim?
yola devam etsem yol arkadaşım olur mu? yoksa yine yanlız mı kalkıcam dizlerimin üstüne.

kim? vermiş olduğum mola yeri çok hoş, keyif verici. burda mı kalmalıyım; yaşanılası yerlere mı gitmeliyim. bu yeri kaybetme olasılığımı hiçe mi saymalıyım? belkide burdan yolverilene kadar kalmalıyım..birde bakmışsın burda almışım son nefesimi vermek istemezcesine..

Hiç yorum yok: